Tiroid kanseri, tiroid bezinin hücrelerinden köken alan bir kanserdir. Bu kanser, diğerlerine göre çok daha az görülür ve hastalığın seyri oldukça iyidir. Eğer doğru tanı ve tedavi uygulanırsa hastalık tamamen ortadan kaldırılabilir. Böylece kişi, uzun süre yaşayabilir. Toplumda görülme sıklığı %4.2’dir. Hayat boyunca kadınlarda tiroid kanseri riski yaklaşık %0.7, erkeklerde ise %025’tir. Bu yüzdelerden de anlaşılacağı gibi az rastlanan bir kanserdir. A.B.D’ de her yıl 12 bin yeni tiroid kanseri vakası ortaya çıkmaktadır.
Tiroid kanseri, tek tip değildir. Sıklık sırasına göre papiller kanser, folliküler kanser, medüller kanser ve anaplastik kanser olmak üzere 4 gruba ayrılır.
Nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Fakat yapılan araştırmalara göre bazı radyoaktif maddelere maruz kalan kişilerde tiroid kanseri görülmüştür. Bu maddelerden en önemlisi uranyumdur. Örneğin Çernobil’deki nükleer santral kazasıyla beraber bu bölgede yaşayan kişilerde tiroid kanseri görülme sıklığı artmıştır. Bazı tiroid kanserlerinde ise genetik mutasyonların rol oynadığı düşünülmektedir.
Sık karşılaşılan sorulardan birisi tanı sırasında ya da tedavide kullanılan bazı radyoaktif maddelerin kansere neden olup olmadığıdır. Bu amaçla kullanılan maddelerin miktarları oldukça azdır. Vücuttan atılma süreleri ise çok daha kısadır. Bu yüzden kansere neden olmazlar.
Tiroid kanserlerinin birçoğunda hiçbir şikayet olmaz. Hastalık herhangi bir belirti vermez. Bazı vakalarda lenf bezleri büyümüş ya da boyunda kitle meydana gelmiştir. Hastaların az bir kısmında ise boğazda sıkıntı hissi, ağrı, nefes almada güçlük çekme, ses kısılması, yutma güçlüğü olabilir. Fakat dediğimiz gibi bunlar hastaların az bir kısmında görülür. Birçok tiroid kanseri belirti vermez. Hatta tanı anında hastaların bir kısmında başka organlara yayılma saptanır.
Öncelikle kandaki hormonların miktarını belirlemek için testler yapılır. Hormon değerleri yüksek çıksa da çıkmasa da diğer tetkiklerin yapılması gerekir. Çünkü bazı tiroid kanserlerinde bu değerler yüksek bazılarında ise normaldir.
Yapılan ultrasonografi ile tiroiddeki kitle görülür. Fakat bu kitlenin kanser olup olmadığı anlaşılamaz. Tanıyı kesin koymak için biyopsi almak gerekir. Ayrıca tiroid kanseri tanısında en önemli tetkiklerden birisi olan sintigrafi uygulanır. Kitle ya da nodülün görüntüsü hakkında bilgi verir. Bunun dışında ince iğne aspirasyon biyopsisi dediğimiz yöntem uygulanır. Tiroidde görülen bütün kitlelere bu yöntem uygulanır. Oldukça değerlidir. Bir hasta için en az 5 kere uygulanması tanının doğruluğu açısından önemlidir.
Kanserin tipinin kötü olması, tümörün yayılım göstermesi, çapının büyük olması (>1cm), tedavinin geç başlaması hastalığın seyrinin kötü olmasına yol açar. Tümör tek bir odak halinde ise, yayılmamışsa, çapı küçükse hastalığın seyri daha iyidir.
Ameliyattan sonra papiller ve folliküler kanseri olan hastalar, zırhlı hastane odalarında yüksek dozda radyokaktif iyoda maruz bırakılır. Böylece vücudun başka yerlerinde kalmış olan kanser hücrelerinin öldürülmesi hedeflenir. Bu radyokatif iyotun dozu, kanserin yayılma derecesine göre değişir. Bazı vakalarda bu yöntemin tekrarlanması gerekebilir. Bununiçin 6 aylık bir sürenin geçmesi beklenir.
Medüller kanserde de ameliyat yapılıp, tiroid bezi ve lenf bezleri çıkarıldıktan 2-3 ay sonra kalsitonin miktarı ölçülür. Bu sürede ölçülen kalsitonin miktarı 10 pg/ml’den az ise tedavi başarılıdır ve tümör yok edilmiş demektir. Yine bu kanser tipinde de radyoaktif iyot tedavisi uygulanır. Anaplastik kanserde ise önce cerrahi ve radyoterapi, daha sonra kemoterapi uygulanır.
Tedaviden sonra hastalara tiroksin hormonu verilir. Çünkü TSH düzeyi düşürülmelidir. Yüksek TSH kanserin tekrarlamasına neden olur.
Merhabalar hocam. Eşim tiroid ameliyatı oldu. Tiroid bezlerine kadar hepsi alındı. Tam net bir sonuç alamadık daha ama eşimde özellikle yemeklerden sonra aşırı bir mide bulantısı ve halsizlik oluyor. Normal midir bu durum?
2011’den beri tiroid sorunum var fakat bu süreçte kontrollerimi yaptırdım ama geçen mayıs ayında gittiğim hastanedeki doktor soğuk ve kötü huylu nodüller olduğunu söyledi ve gri renkte hatta hafif kanama yapmış dedi. Neden almıyorsunuz dediğimde beklememiz lazım dedi ve 11. aya randevu verdi. Lütfen bu konuda fikrinizi yazabilir misiniz? Teşekkürler.
Selam hocam. Bende popiler tiroid kanseri çıktı. Lenf bezlerini aldılar daha ameliyat günü vermediler tiroid bezini almak için ama ondan önce mideme bakacaklarmış. Acaba başka yerlere sıçramış olabilir mi? Teşekkürler.
Hocam merhabalar. Annem 75 yaşinda 8 ay once hiperparatroid şikayetinden bezmialem de amaliyat yapildi, nodüller alindi, kandaki kalsiyum normal seviyeye duştu. Fakat 20 gün once annemin sol bacak ve sol kolu hareket yetenegini kaybetti. Yapilan tetkikler sonucu beyninde en büyügü 22×22 mm olmak uzere irili ufakli tümörler oldugu tespit edildi. Pet-ct çektirdik baska organda tümöre rastlanmadi. Bugün gittigimiz beyin cerrahi kandaki parathormon seviyesinin yuksek oluşundan şuphelenerek, paratroid amaliyatinda bize iyi huylu oldugu soylense de yanlişlik yapilmiş olabilinecegini, beyindeki tümörlerin paratroidten sicradigini ve kotu huylu oldugunu düşünüyorum dendi. Bezmialemde Radyasyon onkoloji bölümünde ışın tedavisi uyguluyoruz beynine bugünle birlikte 5 seans oldu. Sizin görüşünüz nedir hocam, sizce annem paratroid kanseri mi? Beynine ordan mi siçramiş olabilir? Paratroid kanseriyse nasil bir tedavi yontemi izlemeliyiz? En onemlisi de sol tarafinin tekrar hareket kazanmasini saglamak icin ne yapabiliriz? Görüşlerinizi paylaşirsaniz cok sevinirim. Saygilar
Merhaba. Annemin yutkunma ve soluk alma güçlüğü şikayetleri üzerine dün çekilen ultrason sonucu aşağıdaki gibidir:
258*23 mm boyutlu kistik komponenti bulunan solid ağırlıklı nodül izlendi. Sağ lob inferiorda 23*22 mm boyutlu solid heterojen nodül izlendi. Her iki lobda benzer özellikte küçük nodüller izlendi.
Doktorumuz en kısa zamanda ameliyat önerdi. Ultrason sonucuna dayanarak hastalığıyla ilgili açık ve anlaşılabilir bir bilgi rica ediyorum. Teşekkürler.
Merhabalar. Bende de lenf büyümesi oldu tam kulak altında. 3 sene önce de o bölgede yemek yerken çene hareketimle birlikte aniden aşırı derecede şişti ve şişkinliği yaklaşık bi saat kadar kaldı ve dışarıdan çok dikkatli bakıldığında az bir şişlik farkediliyordu tabi bunun üzerine doktora göründüm. Tahlil falan istemedi sadece antibiyotik verdi iltahap var dedi onun üzerine geçti o zaman. Fakat bir hafta önce bu sefer çok sertleşerek tekrar şişti, antibiyotik ilaç verildi ve ben onları kullanıyorum şişliği ve sertliği azaldı ama tedirgin oldum biraz.Ne yapmam gerekiyor?
Selam, ben şu anda 200 mg’lik guatr ilaci alıyorum. Bundan 20 yil önce tiroid bezlerim tamamen alınmıştı ve hic bir tedavi olmadim ameliyat sonrasi. Şimdi ise baş ağrısı çekiyorum. Cildim cok kuru, sürekli kaşınıyor. Bazen hiç yerimden kalkamiyorum,bana öneriniz var mi acaba? Ne yapmaliyim? Saygilar