Özellikle son yıllarda oldukça sık rastlanan bir sorun olan kısırlık, bir yıl boyunca düzenli bir cinsel ilişkiye rağmen hamileliğin oluşmamasıdır. Bu problem nedeniyle hastaneye başvuran çiftlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Çünkü bu konuda çok önemli aşamalar kaydedilmiş ve tedavi seçenekleri oldukça artmıştır. Uygun tedavi sonucu çiftler kısırlık sorunu aşmaktadır ve çocuk sahibi olabilmektedir. Uygun tedavinin seçilmesi için kısırlığın nedeni bulunmalıdır. Sorunun kadında mı yoksa erkekte mi ve ne olduğu açık bir şekilde bilinmelidir.
Kısırlıkta bir veya birden çok neden olabilir. Az bir hastada ise nedeni bulunamaz. Kadında kısırlığın en başta gelen nedeni yumurtlama problemleridir. Yani adet dönemi yoktur, seyrektir veya düzensizdir. Eğer yumurtanın oluşması için gereken hormonlar doğuştan eksikse, ergenlik döneminden itibaren adet kanaması oluşmaz. Adet kanamasının düzensiz ve seyrek olmasına neden olan diğer bir durum ise polikistik over sendromudur. Bu hastalığa sahip kişilerde yumurta sayısı fazladır. Bunlar erkeklik hormonu salgılar ve yumurta normal bir şekilde oluşamaz. Hormon bozukluğu yüzünden sivilce oluşumu bu kişilerde sık görülür. Diğer bir neden ise prolaktin hormonunun aşırı salgılanmasıdır. Bu, tedavi edilebilir bir durumdur.
Eğer tüpler hasar görmüş ya da tıkalı ise döllenme olmaz ve gebelik oluşmaz. Çünkü erkeğin spermleri ve kadının yumurtası birleşemez. Bu durumun nedenlerinin başında cinsel yolla bulaşan hastalıklar gelir. Rahim ağzında mukus
salgılanır. Sperm bu mukus sayesinde ilerler. Bu salgı bozulursa veya rahim ağzında yapısal bir hasar söz konusu ise kısırlık ortaya çıkabilir.
Ayrıca rahim iç bölgesini örten endometrium rahim dışında meydana gelirse endometriozis meydana gelir. Bu hastalığı olan kişilerin yarısı çocuk sahibi olabilmek için tedavi edilebilir. Kısırlık nedeniyle doktora başvuran kadınların bir kısmında endometriozis vardır.
Erkeklerde kısırlık nedenleri ise başlıca spermin üretimindeki bozukluklardan ve sperm kanallarındaki tıkanıklıklardan kaynaklanmaktadır. Sperm sayısı en az 20 milyon olursa bu spermlerin yarıya yakını hareketli ise ancak gebelik gerçekleşebilir. Hormon bozuklukları, bazı enfeksiyonlar ve ilaçlar sperm üretimini ve sayısını olumsuz etkileyebilir. Yumurtalıkların iltihaplanması, spermin salgısını sağlayan hormonların salgılanmasında bozukluk olması kısırlığa yol açabilir. Sperm üretiminin normal olması halinde de kısırlık olabilir. Eğer sperm üretilir; fakat yumurtalıktan çıkmasında problem olursa yine kısırlık olabilir.
Bazı kısırlık vakalarında ise neden bilinmemektedir. Bunlarda psikolojik faktörlerin rolü henüz kanıtlanamamıştır. Stresin gebe kalmada etkili olduğu düşünülmektedir.
Yaş bu konuda önemli bir faktördür. Kadınlarda 35 yaşından sonra hamile kalma ihtimali biraz düşer, 40 yaşından sonra ise oldukça azalır. Bu yaştan sonra düşük görülme ihtimali yüksektir. Diğer bir kısırlık nedeni ise vajinanın ve tüplerin iltihaplanması nedeniyle tüplerin tıkanmasıdır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, pelvik inflamatuvar hastalık, enfeksiyonlar sonucu tüpler tıkanır. Bunlar arasında pelvik inflamatuvar hastalık çok önemlidir. Bu hastalık tekrar ettikçe kısır olma ihtimali artar. Koruyucu tedavi ve cinsel konularda bilinçlenmenin gerçekleşmesiyle önlenebilir. Çok eşlilik bu konuda bir risk faktörüdür.
Şişmanlık, sigara ve alkol tüketimi, bazı ilaçlar, vitamin eksikliği kısırlığın diğer nedenlerindendir. Yoğun egzersiz de bir risk faktörüdür. Fakat ülkemizdeki kısırlıkların sebepleri arasında çok az bir yer kaplıyor. Çünkü fazla egzersiz yapmayan kadınların oluşturduğu bir toplumuz.
Erkeklerde radyoterapi sonucu spermler hasar görür. Özellikle kanserli kişilerde riskli bir durumdur. Kısırlık, kadında ve erkekte eşit oranda görülür.
Kısırlığın tanısı, nedenini bulmaya yöneliktir. Bunun saptanabilmesi için kadın ve erkeğin doktora birlikte başvurmasında fayda vardır. Öncelikle kadının hikayesi dinlenir. Herhangi bir hastalığının olup olmadığı öğrenilir. Sonra ultrason ve jinekolojik muayene yapılır. Herhangi bir sorun varsa saptanır. Hastadan istenen testlerle üreme organları, hormonlar, yumurtlama fazı değerlendirilir.
Erkeğin muayenesi yapıldıktan sonra spermi araştırılır. Bunun için hastanın spermi alınır. Miktarı, hareket yeteneği, boyutu gibi özellikleri değerlendirilir. İltihabi bir sorun olup olmadığı tahmin edilebilir. Bu analiz 20 gün sonra gerekirse tekrar yapılır. Hem kadının hem de erkeğin bu şekilde muayene edilip, tetkiklerinin yapılması sonucu kısırlığın nedeni büyük ölçüde saptanır.
En son kullanılan yöntem ise mikroenjeksiyondur. Bu şekilde erkekten tek bir sperm hücresi alınır ve kadının yumurtasına enjekte edilir. Düşük sayıda spermi olan erkekler için bu yöntem uygulanır. Çünkü yumurtanın döllenmesi için bir sperm hücresi yeterlidir.