Anksiyete bozuklukları psikiyatri alanında görülen bir grup hastalıktır. Bu bozuklukların genel özellikleri birbirine benzese de belirtilerin şiddetine, sürekliliğine ve birtakım davranışsal karakteristiklere göre yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, fobik bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk, sosyal fobi, travma sonrası stres bozukluğu, akut stres reaksiyonu, ayrılık anksiyete bozukluğu şeklinde sınıflanabilir. Ayrılık anksiyete bozukluğunu çocukluk dönemi anksiyete bozukluğu olarak nitelemekte yarar vardır. Çünkü bu tanıyı alan vakaların neredeyse tamamı çocuktur. Yaygın anksiyete bozukluğu ve panik bozukluk anksiyete bozuklukları içerisinde en sık rastlanan bozukluklardır. Yazının devamında yaygın anksiyete bozukluğundan bahsedeceğiz.
Yaygın anksiyete bozukluğu, gerçek sorunlarla orantısız bir biçimde ortaya çıkan aşırı endişe ve kaygılanmayla seyreden bir psikiyatrik bozukluktur. Aslında anksiyete duygusu bir tehlikenin ya da tehdidin sonucunda hepimizde ortaya çıkabilen bir olaydır. Ancak anksiyetenin süresinin uzaması, şiddetinin artması ve günlük hayatımızı etkileyip işlevselliğimiz bozması sonucunda yaygın anksiyete bozukluğu dediğimiz olay gerçekleşir.
NEDENLERİ
Bugün için yaygın anksiyete bozukluğunun nedeni ne yazık ki kesin olarak bilinememektedir. Ancak kalıtsal faktörlerin birçok hastalıkta olduğu gibi yaygın anksiyete bozukluğunda da etkisi olduğu kabul edilmektedir. Bunu kabul etmemizi sağlayan ise tek yumurta ikizlerinin her ikisinde birden yaygın anksiyete bozukluğunun olma oranının yüksek olmasıdır. Yine yapılan çalışmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin bu bozukluğun nedenleri arasında olduklarını göstermektedir ama başta da söylediğimiz gibi kesin olarak bir suçlu henüz bulunamamıştır.
BELİRTİLERİ
Yaygın anksiyete bozukluğu olan hastalarda iki grup belirtiler görülmektedir: ruhsal belirtiler ve bedensel belirtiler. Ruhsal belirtileri; aşırı endişe, kaygı, tasa, konsantrasyonda azalma, aşırı sinirlilik ve huzursuzluk, kötü bir haber alacağı beklentisi, tahammülsüzlük, çabuk irkilme, kolay yorulma, kontrolünü yitirme hissi, çıldırma hissi ve ölüm korkusu olarak sayabiliriz. Bunların yanında tıpta derealizasyon olarak geçen kişinin kendinin dış dünyaya yabancı hissetmesi ve depersonalizasyon olarak geçen kişinin kendi bedenine veya bedeninin bir parçasına yabancılık hissetmesi de bu hastalar da görülebilir. Bedensel belirtilere gelecek olursak; bunların ortaya çıkmasında vücudumuzda bizim kontrolümüz dışında çalışan bir sinir sistemi vardır. Buna tıpta otonom sinir sistemi denmektedir ve soluk alıp vermemizi, kalbimizin hiç durmadan çalışmasını sağlamak bu sistemin görevlerinden sadece 2 tanesidir. İşte bu sistemin aşırı çalışması sonucunda da yaygın anksiyete bozukluğu hastalarında bedensel belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bunlar; kalp çarpıntısı, terleme, ellerde titreme, ağız kuruluğu, nefes almada güçlük, tıkanma veya boğulma hissi, göğüste ağrı veya rahatsızlık hissi, baş ağrısı, baş dönmesi, kaslarda gerginlik ve buna bağlı olarak kas ağrıları görülebilir.
TANISI
Bu hastalar bedensel belirtileri nedeniyle genellikle öncelikle bir dâhiliye uzmanına yönlendirilirler. Bu sebepledir ki tanı almaları biraz zaman almaktadır. Yapılan testler sonucunda herhangi bir hastalığın çıkmaması ve hekimin hastayı bir psikiyatri uzmanına yönlendirmesi sonucunda hastalar tanı alırlar. Psikiyatrik bozukluklarda tanı koymak için Amerikan Psikiyatri Derneği’nin yayınlamış olduğu bir kılavuz kullanılmaktadır. Yaygın anksiyete bozukluğu tanısı koymak için de doktorlar bu kılavuzda yazan durumların var olup olmadığına bakarak karar verirler. Kılavuzu özetlersek;
A. En az 6 ay süreyle hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay ya da etkinlik hakkında aşırı anksiyete ve kaygı duyulur.
B. Kişi, kaygısını kontrol etmekte zorlanır.
C. Anksiyete, aşağıdaki altı belirtilerden en az üçüne eşlik eder. Not: Çocuklarda sadece bir maddenin bulunması yeterlidir.
D. Yaygın anksiyete bozukluğunu yazımızın başında geçen diğer anksiyete bozukluklarından ayırmak gerekir.
E. Anksiyete, kaygı ya da bedensel yakınmalar klinik açıdan belirgin bir strese ya da hastanın günlük işlevlerini yapmasına engel olacak düzeyde olmalıdır.
F. Bu bozukluk bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun (örn. hipertiroidizm) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir ve sadece bir duygu durum bozukluğu, psikotik bir bozukluk ya da yaygın bir gelişimsel bozukluk sırasında ortaya çıkmamaktadır.
TEDAVİSİ
Tedavide hem ilaç hem de psikoterapi uygulanmaktadır. Orta şiddetteki yaygın anksiyete bozukluğu olan hastalarda sadece psikoterapiler bile yeterli olmaktadır. Psikoterapi olarak da bilişsel davranışçı psikoterapiler kullanılmaktadır. Daha şiddetli hastalarda ise psikoterapilerle ilaç tedavileri birlikte verilerek tam düzelme sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu hastalar çoğunlukla psikiyatri dışındaki bölümlere ilk başvurularını yaptıkları için tanı almaları gecikir. Bu hastaların tedavilerinde asıl problem tanı almalarının gecikmesi ve ilaç tedavilerinin uygunsuz kullanımıdır. Önemli olan bu hastaların psikiyatriye başvurmaları ve tedavilerini(psikoterapi ve ilaç) düzenli olarak uygulamalarıdır.
Kimseyi üzmek istemem ama bu kronik bir rahatsızlık ben de var. Annemde de var. Kadıncağız 57’ye dayandı ve her şeyi kulandı. Bu rahatsızlıktann kurtulmanın tek yolu zihninizi alt etmeniz. Bu da fiziksel. Kimseyi üzmek istemem ama belirtileri minimum seviyede tutuyor. Ben yendim diye düşünüyorum artık ilaç dahi kullanmıyorum. Parolam hep şu oldu. Milyonlarca sperm doğdu. Ölüyoruz ve şu evrende bir zerreyiz. Abartılacak bir şey yok.
Ben de anksiyetenin hemen hemen bütün belirtilerini yaşadım. Hala da yaşıyorum. Birkaç kez ilaç kullandım. Şu an kullanmıyorum sadece merak ettiğim bir şey var. Anksiyete bozukluğu olup görme ile alakalı sorunları yaşayan var mı aranızda? Görsel karıncalanma gibi.
Bende de var askerim bir de. Gerçekten bu şekilde askerlik yapmak çok zor. Hatta muaf olmaya doğru gidiyorum.
Ben 26 yaşındayım. Birçok kez psikolog ve psikiyatriye gittim. Yıllardır herkesin bahsettiği gibi panik olma durumu, bazı durumlara aşırı tepki ve sık sık sinir bozukluğu hali, çok fazla düşünce beni mide kanamasıyla acil servise 3 kez götürdü. Halen kullanmak istemesem de bunun sebebi ilaçları bırakmam. Siz ihmal etmeyin. Bir şey ters gittiği zaman ihmal ettiğinizde hepsi birden zincirleme gibi gerisi geliyor ve durum daha da zorlaşıyor.
Merhaba arkadaşlar. Ben de anksiyete tedavisi gördüm. Gerçekten çok zor bir hastalık ama iyileşmesi mümkün. Hastayken hayatının artık böyle devam edeceği endişesi var. İyileşenleri görsen de senin hastalığının farklı olduğunu bunu aşamayacağını düşündürüyor ama gerçekten en az fazla 5 ay sonra yavaş yavaş kendi hayatına dönüyorsun. Ben şu an ilaç tedavisi görüyorum. İlacı bırakmak istedim ama bir yılı doldurmam daha iyi gelecekmiş bana. Ben burdan bu hastalığı yaşayanlara; korkmayın, zamanla eski hayatınızı geri alacaksınız diyorum çünkü insanın kelime anlamı bile alışandır. Bu yüzden her şeye alışıyor insan. Bu süreçte sadece sabredin ve geçeceğine emin olun. İnanmasanız da geçecek. İyi günler. Allah hepinize şifa versin.
Merhaba. Sizde anksiyetenin fiziksel semptomları var mıydı? Ellerde karıncalanma, sıcak basması, uyku problemleri gibi?
Hayırlı aksamlar. Allah razı olsun güzel ve motive edici yazı yazmışsın. “İnanmasan da 5 ay sonra iyileşecek” demişsin. Beni etkiledi.
İnşaallah. Çok zor bi durum ve bende ilave olarak gün boyu huzursuzluk hissi ile beraber evden dışarı çıkamamak ve ölme isteği var. 15 gündür doktorun verdiği ilaçları kullanıyorum.
Ben de 15 yaşındayım. Bende de var YAB. Gerçekten çok kötü birşey Allah’ım kimsenin başına vermesin. 5 aydır ilaç kullanıyorum ama ilaca da bağımlı olmak istemiyorum. Bu hastalık okul hayatımı ve sosyal hayatımı feci bir şekilde etkiliyor. Sürekli krizler geçiriyorum, boğuluyormuş gibi hissediyorum. Sevdiklerimi,ailemi kaybetmekten korkuyorum. İnşallah benim gibi, YAB hastaları kısa sürede iyileşir.
Arkadaşlar bende de var bu hastalıktan. Meğerse bir çok insanda varmış ölüm korkusu.
Merhaba arkadaşlar. Bende de vardı korkular ve bunu kendim aşamadım ve sonra panik atak oldu. O da bir hastalık ilaç kullandım 2 sene sonra düzeldim inanılmaz iyi bir hale geldim ve ilacı bıraktım. Sonra 2 sene sonra yine başladı. Çok kötü bir durum demek istemiyorum Allah’tan gelen bir durum tekrar psikoloğa gideceğim çünkü ben ilaçsız aşamam bu hastalığı.
Karımda da var. Rahat etmesi için her şeyi yapıyorum ama genetik sanırım. Ailesinde de var. Kalıcı tedavisi olduğunu sanmıyorum. Dönem dönem azalıp artıyor.
Bütün belirtiler bende var. Hepsi, her biri. Psikiyatriste gitsem belirtileri mi söyleyeceğim?
Merhaba arkadaşlar. Bende bu dedikleriniz yaklaşık on ay önce bir yakınımı kaybettikten sonra başladı. Psikiyatri anksiyete bozukluğu dedi. İlaç verdi. Yaklaşık bir ay sonra ben iyi oldum diye ilaçları kafama göre azalttım sonra bir gün aniden atak geçirdim. Doktor ilaçları kullanmadığım için olduğunu söyledi. Şimdi düzenli kullanıyorum. Allaha şükür iyiyim. İlaçsız iyileşmemiz çok zor. Mutlaka düzenli kullanmamız gerekiyor onu anladım.
Merhaba arkadaşlar. Bir arkadaşım karısından boşanıyor. 4 aylık kız çocukları var fakat karısında anksiyete bozukluğu teşhisi konulmuş. Yalnız ilaçlarını kullanmıyor ve boşanıyorlar. Arkadaşım çocuk konusunda da çok üzgün. Bu hastalığın çevreye zararları nedir? Bir aydınlatırsanız çok sevinirim. Sağolun.
Herkesin öncelikle bu durumu en kısa sürede atlatmasını ve bir daha hiç yaşamamasını ümit ediyorum. Bundan 2 sene önce bir çocukla konuşurken birden aniden heyecanlandım ve birkaç dakika kendimi kontrol edemedim. Ardından bu güne kadar okulda sunumdur, sevmediğim insanlarla konuşurken kendimi kasıp heyecanlandığımı hissettim ama konunun üzerinde durmadım. Ne zaman KPSS bitti ve ben de sanırım gelecek kaygısıyla beraber vücudumda kasılmalar, sürekli heyecan hissi, seğirme ve sanki vücudumu kontrol edemeyecekmişim, ellerim sürekli titreyecekmiş gibi bir duruma geldim. Özgüven eksikliği de belirmeye başladı. Kendim yenebilirim diye düşünüyordum ama bir psikiyatrist ya da psikoloğa gitmek en iyisi. Durumu olmayanlar da RAM’lara başvurabilir. Ücretsiz danışmanlık vermeleri lazım. Lütfen unutmayın ömür boyu bu şekilde yaşayamayız. Umutlu olalım ve insan içine çıkmaktan vazgeçmeyelim. Kendimizi bu durumu yenmek için zorlayalım. Hepimiz iyileşeceğiz ve bu hastalık bir daha bize hiç uğramayacak.
Üç aylık evliyim. Evlendikten kısa bir süre sonra başladı bende. En belirgin olarak bulantı, ishal, baş dönmesi, sıtma, bacaklarım yokmuş gibi bir boşluk hissi, her şeyden tiksinme ve yemek yiyememe durumu vardı. İlk olarak dahiliyeye gittim birçok doktora gittim testler yaptırdım. Bir sürü ilaç kullandım ama hiçbir sonuç alamadım. Bunların yanında çok takıntılı olmuştum devamlı ölümü, öleceğimi düşünüyordum. Eşimle ayrılma endişesi ya beni aldatırsa korkusu, öfke patlamaları, içine kapanıklık, ölsem beni kimse özlemeyecekmiş düşüncesi, geceleri uyuyamama, saçma sapan şeyleri durmadan düşünme durumu vardı. Bugün en son iş yeri hekimimiz psikiyatriye sevk etti beni. Yaygın anksiyete bozukluğu teşhisi koydu doktor. Hap ve damla verdi. İnşallah faydasını görürüm. Bu halimden çok sıkıldım devamlı ağlama isteği var. Ben de gülmek, mutlu olmak, istediğim şeyleri yiyip içmek ve daha kaliteli bir hayat yaşamak istiyorum. Gerçekten çok zor bir hastalık. Rabbim hepimize acil şifalar versin.
Benim eşimde de bu rahatsızlık var. Evliliğimizi tehlikeye sokuyor. Eşim benden ve çocuklarından bağımsız yaşamaya başladı. İşinden izin aldı ve evde sürekli uyuyor. Gözleri bir noktaya dalıyor ona yardımcı olamıyorum. Bu durum beni de sinirlendiriyor ve evde büyük kavgalar kopuyor. İlaç kullanıyor ama durumu giderek kötüleşiyor.
Şu an ne durumdasınız? Ben de aynı şeyleri yaşıyorum. Çok mutsuzum. Hayatımın sonuna kadar bu şekilde yaşayacağım, hiç geçmeyecek gibi geliyor. Düzelen arkadaşlar lütfen nasıl başardınız yazın.
Merhabalar. Ben de 3 aydır uğraşıyorum ama bakıyorum etrafımda herkes böyleymiş. Artık baş edemez olmuştum. İlk kez uçakta yaşadım bugüne kadar yaşayamacağım gibi geliyordu. Aklımı yitiriyorum, kontrolümü kaybediyorum, birileri saldırıyor ve boğuluyorum, başım dönüyor ve bayılacağım hisleri vardı 3 gün önceye kadar. Psikoloğa gittim ve anlatılan teknikleri uyguluyorum. Şu an tekrar hayata döndüm. Eskisi gibi ölüm korkusu yok. Böyle gider inşallah. O ruhu taşımaktan yoruldum ve ne zaman geleceğini bilemediğim için sürekli tedirgindim.
Bende aşırı sinirlilik, aniden öfke patlamasıyla bilincimi kaybetme korkusu yaşıyorum. En çok şikayetim ise sürekli kendimi kasıyorum. Evde televizyon seyrederken bile bulaşık yıkarken bile gergin hissediyorum. Hani bir toplantıda konuşma yapmadan önceki durum gibi. Hep gergin, hep huzursuz. Uyurken öyle tam uykumu alamıyorum. Aşırı yorgun kalkıyorum. Bütün kaslarım ağrıyor. Dişlerimi sıkmış vaziyette uyanıyorum. Doktora gittim. Anksiyete teşhisi konuldu ama şu an sizin yorumlarınızda bendeki durum yok.
Allah hepimize şifa versin. Ben henüz doktora gitmedim. Kendim yenmeye çabalıyorum. Kızımın doğumundan 9 ay sonra başlayan aşırı sorumluluk duygusu, huzursuzluk, hiçbir şeyden zevk almama, endişe, sevdiklerimi kaybetme korkusu, çok düşünme vs.re. Ben dua edince iyi hissediyorum. Namaz kılınca da iyi hissediyorum ama çok kötü bir şey bu hastalık. Beynim çok çalışıyor.
Bence doktora gidin. Ben de gitmemiştim sonra çok kötü oldum.
Geçti mi şimdi?
46 yaşındayım. Rahatsızlığım 2008 yılında yaşamış olduğum ekonomik bir sıkıntıdan dolayı 2016 yılına kadar artarak devam etti. Önceleri başa çıkabiliyordum ancak son yaşadığım işle alakalı problemlerden dolayı dayanılmaz hale geldi. Doktora gittim, anksiyete bozukluğu teşhisi koydu. Tedavi görüyorum. Başlangıçta daha iyi hissettim fakat şu an yine birçok şeyi sıkıntı ediyorum. Bence hayatımızdaki problemli kısımları kesip atamazsak bu hastalığın tedavisi çok zor görünüyor.
Bende ilk olarak sınav stresi olarak başladı. Sınav haftası boyunca uyuyamıyorum, sürekli endişeli ve kaygılıyım. Uyumaya kalkışırsam kabuslar görüp sırılsıklam olmuş şekilde kalkıyorum. Yemek yiyemiyorum ve sürekli kusuyorum. Sınav anında titremeye başlıyorum, kalbim sıkışıyormuş gibi oluyor ve beynim boşalıyor. Artık günlük hayatımda da sürekli tedirgin bir haldeyim, kendimi depresif ve nedensizce ağlar bir şekilde buluyorum. Sizce ne yapmalıyım?
Çocukluğumdan beri vardı bende. Yardım almayı da hiç akıl edemedim. Sonunda kansere yakalandım aşırı stres ve sinir yüzünden. Tedavim esnasında psikolojik destek aldım. İlaç ve terapi ile hem kanseri hem de içimdeki yabancıyı yendim.
Ben 7 sene panik atak ve depresyon tedavisi gördüm. Son 6 aydır ilacı kestim ve 20 gün önce tepe taklak oldum. Bu sefer yaşadığım ataklar çok farklı. Midemde taş var yemek yiyemiyorum. Elim ayağım çekiliyor buz kesiyorum. Ağızım kupkuru yemek yiyemiyorum. Kusmalarım oluyor. Ne yapabilirim? Panik atak mi bu?
Arkadaşlar yorumları okudum. Ben de bu anksiyete hastalığından çok çektim ve halen çekiyorum. Mesele ne biliyor musunuz? Sadece kendinizi dış dünyaya kapatıyorsunuz. Kendi dar dünyanızda olunca daha rahat edeceğinizi zannediyorsunuz ve hastalıktan önce rahatça yaptığınız hareketleri bile yapmaktan kendinizi men ediyorsunuz. Lokantada rahat oturamıyorsunuz. Kalabalık yerlerde başıma bir olay gelirse eleştirilirim aman hata yapmayayım diye düşünüyorsunuz ve vücud kaslarınız gerildikçe geriliyor. Başlıyorsunuz titremeye ve terlemeye. Bırakın arkadaşlar vücudunuz titresin, terlesin. Ne olacak ki? Rahatça yemeğinizi yiyin o anda terlediniz mi? Alın elinize peçete silin terinizi. Kimse inanın sizi eleştirmez, kimse sizin o durumunuzu bilmez. Onun için her hareketi rahat yapın. Kasmayın kendinizi. Baktınız altından çıkamıyorsunuz yanınızda bulunan kişiye durumunuzu anlatın kendinizi saklamaya çalışmayın. Toplulukta terlediğinizde saklanmayın terinizi silmek için havlu isteyin mesela. Size soranlar mutlaka hasta mısınız diye soracaklardır. Sizi eleştirmeyeceklerdir. Bunu duymak bile sizi bayağı rahatlatacaktır. Sağlıklı, huzurlu günler ve yıllar dileğiyle.
Arkadaşlar öncelikle hepimize geçmiş olsun. Bende de çoğunlukla yutkunmada zorluk nefes borusuna kaçma korkusu bu tabi kilo kaybına sebep oldu. Kalp krizi geçirme korkusu, nefes alamama korkusu gibi durumlar oluyor. Psikoterapi değil de ilaçla tedavi görüyorum. Aslında eylül ayında bitmişti tedavim. Kötü bir olayla karşılaştığım için tekrar başladı. Bir anda sebepsiz korkular, hayattan zevk alamama, anlık olarak tüm negatif duygular sarmaya başladı. Geçen hafta tekrar başladım ilaçla tedaviye. Korkum şu ki evlendiğimde sağlıklı bir eş ve anne olamamak. Kalıcı olmasından korkuyorum ama her şeyde Allah’tan. Allah hepimize şifa versin.
Bu korkuların aynısı bende de var.
Bende bu belirtilerin tamamı olmasa da çoğunu gösteriyorum. Daha önce bu boyutta değildi ama geçen gün bir şeye tepki verdim. Daha sonra o tepkiyi veren sanki ben değildim yani irademin dışına çıkmış gibiydim. Çok korkuyorum olmadık hakaretler ediyorum. Otokontrolümü sağlamam gittikçe zorlaşıyor.
Ben 1983 doğumluyum. 2005 yılında bir gün aniden nefesim kesildi. Biri beni boğuyor sandım. Aşırı heyecan ve korku ile birlikte kalp çarpıntısı ve ölme hissi oluştu. Kucağımda kızım vardı onu yere bırakıp balkona koştum. Nefes alamıyordum ve açık hava bile az geliyordu. 5 dakika falan sürdü sonra geçti. 1 saat sonra bir daha derken 3 ay boyunca hayatım zehir oldu. Maddi yetersizlik, ilgisiz bir eş ve baş belası bir kayınbaba. Gecelerim zehir oldu. Uykudan korkma, olmayan varlıklar hissetme, yine görürüm korkusu ile sabaha kadar uyuyamama durumum vardı. Sabah olduğunda yorgun ve uykusuz olarak evine çocuklarına yetememe oysa çocuklarımı çok seviyorum. Bir gün oğlum beni üzdü ve onu ısırmak geldi. O gün doktora gitmeye karar verdim. Nöroloji dahiliye derken hepsi de psikiyatriye sevk etti. Teşhis anksiyete bozukluğu. Tam 11 yıldır anksiyete hastasıyım. İyileşen mutlaka vardır ama ben iyileşemedim. Hastalığın beşinci yılında ailemden, arkadaşlarımdan, çevremden koptum. Sürekli bir arayış ve kaçış içindeydim sanki yok olursam bu hastalık da bitecek gibi geliyordu. Boşandım. 3 evladım var ama boşanmayı ben istedim diye bana göstermiyorlar. Evet sebebi bu hastalık biliyorum ve lütfen hayatınızı mahvetmeden önce iyi düşünün. Doktorunuzla özel durumunuz varsa konuşun. Bu öyle hastalık ki hayattan, insanlardan uzaklaşıp tek başına bir dünya kuruyor, duvar örüyor ve 1 kişilik dünyada tek başına yaşıyorsunuz. Ben sizlerin yazdıklarını okuyunca göz yaşlarımı tutamadım. Hepinize ve bana Rabbim şifa versin. Sağlıklı günler diliyorum.
Bende de durup dururken ağlama, gülme, çığlık atıp kendini kasma gibi krizler oluyordu. Pskiyatristim epilepsiden şüphelenip beyin MR’si ve EEG çektirmemi istedi. Sonuçlarım temiz çıktı. Yukarıdaki belirtilerden neredeyse birçoğu bende var. Acaba bu krizlerimin sebebi anksiyete bozukluğu olabilir mi?
Belirtilerinin aynısı bende de var. Nasılsın şimdi?
İki haftadır ağız kuruluğu, burun tıkanması, uyurken ellerin uyuşması ve çarpıntım var. Anksiyete rahatsızlığı mı var acaba bende?
Bu anksiyete bozukluğu hastalığıyla 1.5 yıldır uğraşıyorum. Ne yazık ki tam olarak da iyileşemedim. Bendeki belirtileri çok daha ağır. Yemeden içmeden kesildim. 2 haftada 15 kilo birden verdim. Su bile içemez oldum. Sürekli boğulma hissi vardı. Yutkunamıyordum. Sürekli geğirme vardı. Yapılan beyin EEG’sinde yoğun stres olduğu ve bu stresin mideye vurduğu söylendi. Çok kötü bir hastalık. Rabbim düşmanıma vermesin.
Ben bir şey sormak istiyorum. Anksiyete hastalığı ölüme götürebilir mi? En uç noktası nedir?
Bende tam bir anksiyete bozukluğu var. Salı günü doktora gideceğim bakalım. Hayırlısı inşallah. İyi şeyler olur.
Merhaba. Daha önce olumsuz olaylar kafama takılırdı. Şimdilerde olumlu ya da olumsuz fark etmiyor. Her şey kafama takılıyor. Bazen bu düşüncelerden dolayı gece uyuyamıyorum. Duygusal insanım ve bekarım. Yaşım 46. Beni etkileyen bir arkadaşlığım var. Benimle buluşmadığı zaman aklıma başka şeyler geliyor. Acaba hayatında başkası mı var falan. Böyle düşünmek beni çok rahatsız ediyor. Doktora gidecek durumum yok. Maddi anlamda zor günler yaşıyorum. Ne yapacığımı bilmiyorum.
Merhaba anksiyete hastalığı tanısı konuldu bugün. 2 aya yakın nefes almada zorlanma yutkunmada sorun yaşıyorum. Özellikle sıvı tüketirken boğazımda takılıyormuş hissi oluşuyor. İki tane ilaç verildi bu hastalıkta. Sizde de böyle bir sorun var mı?
Aynı belirtiler benim çok yakın bir arkadasimda var. Bu durum üç aydır var ve hala devam ediyor. Onu panik atak geçirirken gördüm ve gerçekten çok kötü bir durum. Allah kimseye bu hastalığı vermesin. Sizce onu nasıl sakinlestirebilirim ve ona nasıl davranmalıyım?
Arkadaşlar bende göz kayması oluyor yukarı doğru kayıyor gözlerim. Sizde de böyle bir şey oluyor mu?
Aynen bende de her şey sınav kaygısıyla başladı. Sınavdan sonra biter diye düşündüm ama geçmedi. Azaldı ama devam etti. Zor bir okuldayım ve bu sene beni bir hayli ruhsal olarak gerdi. Durdum yere ağlıyorum. Ailem sürekli aynı şeyleri söylememden rahatsız ve kendine gel diyorlar. Her günüm aynı gibi. Bana bir şey olursa dünyadan pek bir şey eksilmeyeceğini düşünüyorum. Bilemiyorum, dualar ediyorum. Sizce ne yapmalıyım?
Arkadaşlar aynı durum bende de var. Yaklaşık 1 senedir geleceği çok düşünüyorum. Başım ağrıyor, boğazımı sıkıyorlar gibi oluyorum. Aşırı sinirliyim, kimseyi kırmamaya çalışıyorum ama elimde değil. Gece uykusuzluk var uyuyamıyorum. Sürekli düşünce geliyor. Özgüven eksikliği de var. Hayatın anlamsız olduğunu hatta çoğu zaman intihar etmek geliyor içimden. İnternetten baktım benim gibi bir çok insan varmış. Ben bu dünyada bu ilginç hastalığın sadece bende olduğunu düşünüyordum bugün derhal psikoloğa gidicem. Allah acil şifalar versim cümlemize.
Ben anksiyete hastasıyım. Çok uzun süreden beri bu hastalığı yaşıyorum. Maalesef ömür boyu ilaç kullanacağım. Kullanmasam tekrarlıyor. Belirtileri; boğulma hissi, aldığım nefes yetmiyormuş gibi baş ağrısı, vücudumun her yerinde seyirmeler, ufacık şeylere sinirlenmek, insanlardan uzaklaşmak, iş hayatından soğumak, zayıf ve pasif hisetmek, ilaçları alınca düzeliyorum. Dünyanın en kötü rahatsızlığı eğer hastaneye gidip size tanı koyamıyorlarsa psikolojik olabilir.
Bundan 9-10 ay önce sınav kaygılarıyla başladı ve her gün süren ağlama nöbetleri ki bunlar aralıksız devam ediyor. Dışarıda evde kendimi yabancı hissediyor bazen ölmeyi bile düşünüyordum. Kafamdaki düşünceler nasıl gidecek diye düşünüp tekrar ağlıyordum ve uyumuyordum. Kalkıyor ve tekrar ağlıyordum. Bunlarla birlikte bedensel belirtileri de vardı. Kısacası yukarıdaki tüm belirtiler ve fazlası vardı. Doktora gittim. Anksiyete bozukluğu ve depresyon dedi. İlaç verdi. 1 ay kullandım diğer ay gittiğimde dozu arttırdı. Sadece sınav dönemlerinde çok kötü oluyordum. İkinci gittiğimde verdiği ilaçları kullanmadım çünkü ilaçlar çok fazla iştahımı açıyor ve kilo aldırıyordu. Çok düşünmemeye başka şeylerle ilgilenmeye başladım ve çok dua ettim. Allah kimsenin başına vermesin. Hayatımın en kötü günleriydi. Bir daha asla yaşamak istemem. Çok şükür normal bir hayat yaşıyorum yeniden. (Depresyon süreci 1-2 ay sürdü.)
Eninde sonunda kontrol altına alıyorsunuz ilaç kullanarak. Fakat burada asıl sorun kafanıza takıp üzerinde bilinçli bilinçsiz sürekli düşündüğünüz konunun bir sonuca ulaşması. Kimi için bebek kimi için evlilik olabiliyor. Hepsi nasipse oluyor. Sonuçta modern insan her şey elimde güç bende olsun istediğinden binbir türlü hastalığa maruz kalıyor.
Belirtilerin neredeyse tamamı bende de 5 yıldır var. Özellikle belden aşağı kısımda bacaklarımın sanki bana ait değil de vücudumda fazlalık gelmesi beni neredeyse intihara sürükleyecekti. Bacaklarıma tahammül edemiyor, yatarken bir yere sığdıramıyordum. Annem sağlıklı ve hayatta olmasına rağmen sürekli ölecekmiş kaygısı ve her an ne oldu ne olacak kim bana bağıracak azarlayacak diye düşünmekten hayatımı yaşanmaz hale getiriyorum. Sanki dünya yıkılmış altında kalmışım gibi. Psikiyatriye gittim sadece 3 kutu ilaç verdi. İlaçları kesmeseydim kesin balkondan kendimi atacaktım daha kötü oldum. Başka bir psikiyatriye gitsem kurtulur muyum. Bunları yaşayıp kurtulan varsa paylaşsın bizle lütfen.
Merhaba, psikiyatrik hastalıklarda kullanılan ilaçların hastayla uyuşması önemlidir. Doktorunuza bu durumu belirtin ve ilacınızın değişmesini arzu ettiğinizi söyleyin. Bu arada da eğer sosyal açıdan aktif değilseniz daha aktif olmaya çalışın. Eminim daha iyi hissedeceksiniz. İyi günler.
Merhaba Hatice hanım. Benzer şeyler bende de vardı. Aralık ayında ilaca başladım. Psikoloğa da gidiyorum. İnanin bana çok daha iyiyim. Yeter ki vazgeçmeyin. Allah’a sığının dua edin samimiyetle yardım eder ve başka kapıları mutlaka açar.
Bu durumu yaşamış biri olarak buradaki bütün arkadaşları gayet iyi anlıyor ve şu an ne hissettiklerini biliyorum. Hiç unutmam Şubat 23’de ters giden birşeyler olduğunu hissediyordum. Kendi kendime dedim o geçer. Bu durum 5 gün devam etti dayanamadım psikoloğa gittim. Anksiyete bozukluğu ve orta depresif nöbet tanısı koydu doktor. Sürekli ağlıyordum hayatım allak bullak oldu. Tam bir buçuk ay sürdü bu durum. Allah kimseyi o duruma koymasın. Nasıl mı atlattım. Dua ettim. Diyordum şu durumdam bir çıkayım hayatımın sonuna kadar böyle yaşayamam ki. Hastalığın etkisiyle iştah yoktu, uyku yoktu. Her neyse benim gibi bir atlattıysa siz hayli hayli atlatırsınız. Gerçek söylüyorum hala etkileri sürüyor. Elinizden gelinceye kadar ben hastayım nasıl kurtulacam diye sürekli düşünmeyin hayatınızı yaşayın ve başka şeyler düşünün. Geçmiş olsun.
Yukarıda yazan, bir organın senin parçan değilmiş gibi hissi hariç diğer bütün belirtiler bende de var. Fazladan olan ve beni en çok rahatsız eden ise boşlukta olduğum bir anda, istemsiz bir şekilde annemin cenazesini hatırlayıp, ağlayacak seviyeye beni getirmesi.(Allah uzun ömür versin annem yaşıyor hala)
Belirtilerin altısının beşi bende bulunmakta. Daha yedinci sınıf öğrencisiyim ama belirtilerden bile anksiyete olduğum belli oluyor. Okulda bir kaç öğretmenim de demişti zaten senin psikolojin bozulmuş diye. Bipolar kişilik bozukluğu da var ama önemli mi değil mi anlayamıyorum. Sizce psikologa görünmeli miyim?
Ben de anksiyete bulunmakta. Acaba ömür boyu sürer mi diye korkuyorum. Bilgilendirir misiniz?
Ben de hergün olmuyor ama aşırı heyecan veya korku, endişe olduğu zamanlarda bacaklarımdan başlayarak tüm vücudum titroyor. Tedaviyle geçen birşey mi bu ?